TİCARET, MEDENİYETİN olmazsa olmazıdır dendi; işte ne olduysa bundan sonra oldu.
Bu iş, önce PANAYIR ve PAZARDA satılan mal ve hizmetlerle başladı, dijital teknolojinin gelişmesiyle birlikte satış teknikleri de satılan METALAR da çok değişti.
Daha sonra satacak ürünü olmayanlar, para kazanmak uğruna AHLAKİ ve ETİK değerleri yok pahasına pazarlamaya başladılar.
Öyle ki yeter ki TALEP olsun, her şeyi ARZ ederiz diye düşünen bir güruh türedi.
Bu güruh, ETİK ve MANEVİ eğitimden mahrum bırakılmış toplumda yaşanan İSTİSNAİ olayları, teknolojinin verdiği fırsat ve imkanlarla önce KONVANSİYONEL MEDYA, daha sonra da SOSYAL MEDYA aracılığıyla yaygınlaştırarak GENELLEŞTİRDİ.
Şimdi bu pazarlama araçları ile nelerin nasıl SATILDIĞINA bakalım.
Başta konvansiyonel medyada yayımlanan toplum ahlakına aykırı DİZİ ve SABAH KUŞAĞI (Kadın saati) programları Esra Erol ve Müge Anlı gibi sunucuların sırf REYTİNG kaygısı ile sözde TOPLUMSAL SORUNLARI gündeme getiriyormuş gibi yaparak aslında toplumsal değerleri harcıyorlar.
Aktüel gündem, bir annenin (GÜLDANE) kendi kızının (DİLEK) nişanlısı ile olan ENSEST ilişkisi ve YUFKACIYA kaçan evli kadınlar.
Daha vahim problem ise bu türden programların yüksek reyting alması. Buda bize toplumsal ahlakın düştüğü seviyeyi gösteriyor aslında.
Yaşanan bu tür toplumsal YOZLAŞMALARIN bu şekilde gündeme getirilmesi, sorunu çözmek bir yana daha fazla derinleşmesine yol açmaktadır.
Hatta bu ahlaksızlıkların ÖZENİLMESİNE, NORMALLEŞMESİNE ve dahi YAYGINLAŞMASINA sebep oluyor.
Üstelik bu ahlaksızlığı yayarken kişilerin SOSYAL İLETİŞİM hakkını TOPLUMSAL ETKİLEŞİMİ yok sayarak yapıyor olmaları da ayrı bir kurnazlık örneğidir.
Özellikle TİKTOK gibi hiçbir sınırı ve kontrolü olmayan sözde eğlence ve para kazanma mecralarında üretilen içeriğin HAYASIZLIĞI ve AHLAKSIZLIĞI bir eğlence ve GELİR kapısı haline getirilmesi başlı başına bir facia durumundadır.
Bu durumu üstad BEDİUZZAMAN SAİD-İ NURSİ İŞARET-ÜL İCAZ eserinde şöyle tespit etmiştir: “Batılı tasvir safi zihinleri idlal eder…”
İşte toplumsal ahlakı ve manevi değerleri maddi bir çıkar uğruna harcayanların durumunu en güzel şekilde Alemlerin Rabbi olan MEVLANIN bir sözü ile özetleyelim: “…Ayetlerimizi az bir bedel karşılığı satmayın, yalnız benden korkun.” (Bakara 41)
Son söz:
İFŞA ederek İFSAD edenler İFLAH olmazlar.
Yorumlar