Görmek, duymak ve anlamak lazım

 

Pazar erken saatlerde CHP İl Başkanlığının önüne geldim. CHP’ye üye olanlar bina içinde misafir olanlar ise dışarıda kurulan sandıkta oy kullanıyordu. Toplam 5 sandık vardı. İlerleyen saatlerde yoğunluk artınca hemen bir sandık daha kuruldu.

 

Cuma Gecesi Zafer Meydanı

Cuma gecesi iftar sonrası ülke genelinde olduğu gibi Afyonkarahisar’da da gösteriler vardı.

İl Başkanlığı önünde toplanan 1500 aşkın kalabalık sloganlar atarak Yeşilyol, Ordu Bulvarı üzerinden Zafer Meydanına kadar yürüdü.

Zafer Meydanında CHP’li Belediye Başkanları Devrim Ölmez, Hüseyin Şahin, Berrin Uğurlu ve Selçuk Gönüllü konuştu. DP İl Başkanı Hikmet Bülbül ile CHP Merkez İlçe Başkanı Büşra Dişcioğlu Çetinöz ile İl Başkanı Faruk Duha Erhan da konuşma yaptılar.

Tüm ilçe başkanları kürüye çıkarak alandakileri selamladı. Bolvadin İlçe Başkanı Ömer Çengel’i görmedim. Vekili vardı kürsüde.

Demokrat Parti kökeninden gelen bu dönem CHP’den Dinar Belediye Başkanı seçilen Veysel Topçu da anonsta adı geçmesine rağmen yoktu alanda.. O gece belediye meclisi il genel meclisi ve başkan vekilleri alandaydı. Ama Afyon Belediye Başkanı Burcu Köksal yoktu.

Köksal Pazar günü parti binasında oyunu kullandı ve aynı gece Zafer Meydanı’nda toplanan kalabalığa bir konuşma yaptı. Polisin müdahalesine de karşı koyduğu bilgisi de geldi.

Bu arada son seçimde ittifakta yer alan partilerin DP dışındaki il başkanlarını gözlerim aradı. Göremedim.

Cumartesi günü Basın Odasında Gazeteci dostlarım Ahmet Tunca ve Polat Yılmaz ile 1 saati aşkın süreçte gelişmeleri dinleyenler ile paylaştık. Onlardan gelen soru görüş ve mesajları değerlendirdik.

Cumartesi gecesi soruşturmalar sonuçlandı ve kararlar da tek tek açıklanmaya başladı.

Pazar gününe geçtik.

 

Afyon’da 11 bin 295 oy kullanıldı

Beklenenin üzerine sandığa bir ilgi vardı

CHP Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu adına oy kullanılmasında parti üyesi 10 kişi oy kullandı ise misafir/dayanışma sandıklarda bu sayı 4 katına ulaşıyordu.

Bu zamana kadar hiç görmediğim kadar genç vardı. Yeni evliler el ele sandığa koşuyordu. Kadını erkeği yaşlısı genci köylüsü kentlisi, işçisinden memuruna, emeklisinden öğrencisine kadar.

CHP İl Yönetimi ve Merkez İlçe Yönetimi de oldukça hazırlıklı ve koordineli olarak çalışıyordu. Zaten 3-4 gün öncesinden tüm üyelere Merkez İlçe Başkanlığı telefonla ulaşarak sandığa çağırmıştı. Hem Genel Merkez hem il Başkanlığından gelen mesajlarla sandığa davet de taze tutuluyordu.

Afyonkarahisar’da 3 bin 800 CHP üyesi bulunuyor.

Bu üyelerden sandık başına gelen sayı 2 bin 732 oldu.

Dayanışma/misafir sandığında ise 8 bin 563 oy kullanıldı.

Toplam il merkezinde kullanılan oy 11 bin 295 oldu.

İlçelerde de benzeri tabloları görmek mümkündü.

Türkiye geneline baktığımızda bu 2 milyon 900 bin parti üyesinden sandığa giden oran yüzde 90’lara ulaştı.

Toplam oy kullanan sayısı ise 14 milyon 862 bin oy.

AKP’nin son seçimde aldığı oy 16 milyon 340 bin olduğunu da hatırlatalım.

 

Yaşlı Teyze Ve Genç Kız sohbeti

Pazar günü oyumuzu kullandıktan sonra bir süre daha alanda bekledim.

Arkadaşlarla sohbet ederken yaşlı bir teyze geldi yanıma. Yürümekte zorluk çekiyor. Sandalye istedi. Gençler sandalye getirdi. Oturdu. Yanında kızı ve torunu var.

Dikkatli dikkatli bana baktı. El hareketi yaparak yakınına çağırdı, ‘Sen gazeteci değil misin’ dedi.

‘Evet’ dedim.

Eğil bakayım dedi ve başladı konuşmaya:

- ‘Bak oğlum ben 85 yaşımı geçtim. Adım atacak halim ve dermanımda yok. Şu yaşıma kadar da hep Erdoğan’a oy verdim Şimdi bu çocuğa (İmamoğlu) yapılanlar reva mı? Çık yarış en iyisini millet bilir, millet.’

Üç kız yanıma geldi. ‘Bize Z kuşağı diyerek hafife alanlar bakın buradayız. İstanbul, İzmir Ankara her yerde alanlardayız. Sayın bakalım kaç kişiyiz’ diyordu.

Gazeteci merakı ile sordum, ‘İyi de siz neden alana çıktınız?’

Birisi atıldı:

- ‘Abi ben İstanbul’da okuyorum. Belediyenin yaptığı yurtta kalıyorum. Kent Lokantasında karnımı doyuruyorum. Bunlar olmamış olsa benim emekli maaşı ile okumam mümkün değil.’

Alanda bazı sohbetlerimiz daha oldu. Onlara bir virgül koyalım. Ve günde yaşananlara bakalım…

 

Süreç nasıl hızlandı

Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı aday adayı ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı olarak ülkenin dört bir yanından mitingler yapmaya başladı. Erdoğan’ı 4 kez yendiğini ve 5. kez yenmek için cumhurbaşkanı adayı olduğunu anlatıyordu. 23 Mart Pazar günü de sandığa davet ediyordu partilileri.

Önce yatay geçiş yaptığı İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü 30 sene önce alınan diplomayı geçersiz saydı. Ki 3 yıl önce Üniversitenin Dekanlığı bu diplomanın geçerli olduğuna dair görüşünü CİMER’e bildirmişti, yazıda ‘Ekrem İmamoğlu’nun kusuru yoktur ve diploma geçerlidir’ denildi.

Şimdi bu kez dekanlık değil Rektörlük geçiş usulsüz ve diploma geçersiz diyerek İmamoğlu ile birlikte 23 diplomayı da geçersiz sayıyordu. Bizler sakince diploma konusunda son sözü yargının söyleyeceğini bekliyorduk ki turpun büyüğü heybeden fırladı çıktı.

İmamoğlu 19 Mart’ta gözaltına alındı.,

22 Mart’ta adliyeye sevk edildi.

Cumhurbaşkanı adayı ilan edileceği ön seçimlerin yapıldığı 23 Mart günü tutuklandı. İstanbul Valiliği’nin 19-23 Mart arasında fiili bir sıkıyönetim ilan etmesi, her şeyin haftalar önce planlandığını, birilerinin zaten İmamoğlu’nun tutuklanmasına karar verdiğini ve ilgililere talimat verdiğini gösteriyordu.

İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla ilgili ‘suç örgütünden tutuklandı, kuvvetli suç şüphesi olsa da terörden tutuklanmasına gerek yoktur’ mealindeki açıklama yapıldı.

Bugüne kadar Esenyurt, Beşiktaş ve Beykoz belediye başkanları tutuklanmıştı.

Ardından bir önceki dönem Sarıyer Belediye Başkanı olan Şükrü Genç tutuklandı.

Arada Ataşehir, Kartal, Maltepe gibi belediyelerin personeline operasyon yapıldı.

Şimdi Ekrem İmamoğlu’nun yanı sıra Şişli ve Beylikdüzü belediye başkanları ile İmamoğlu’nun en yakınındaki isimler ceza aldı.

Bu arada dünya medyası ülkemizdeki basın ve ilimizdeki yerel gazeteler bu süreci bugün nasıl haberleştirdiler onlara bakalım.

 

Dünya basını gazete ve ajanslarda başlıklar

The Guardian: İmamoğlu protestoları 'demokrasi savaşına' dönüştü.

Le Monde: Türkiye'nin on yılı aşkındır görülmeyen toplumsal huzursuzluğu.

The Wall Street Journal: Türkiye Erdoğan'ın ana rakibini tutukladı.

BBC: İstanbul Belediye Başkanı Erdoğan'a karşı yarışacağı seçim öncesinde tutuklandı.

Reuters: Türk mahkemesi İstanbul Belediye Başkanı İmamoğlu'nu tutukladı.

Al Jazeera: Türk mahkemesi İstanbul Belediye Başkanı İmamoğlu'nun tutuklu yargılanmasına karar verdi.

Pazartesi gazete başlıkları

Nefes Gazetesi: ‘Dimdik ayaktayım. Asla eğilmeyeceğim her şey çok güzel olacak.’

Türkiye: ‘İmamoğlu Silivri’de.’Akit: ‘Haramiler Cezaevinde.’ Takvim: ‘EKO sistemin sonu.’

Birgün: ‘Erdoğan’ın tükenişi.’ Korkusuz ‘Bir Ekrem Silivri’de 15 milyon Ekrem sandıkta.

Ve Sözcü Gazetesi: ‘Seçimi kazanma şüphesiyle tutuklandı.’

Aydınlık-Yeni Şafak Karar-Akşam-Posta-Hürriyet yolsuzluk/ tutuklama başlığı var.

Yerel gazetelerde pazar günü yapılan oy kullanılma konusu haber olmuş.

İmamoğlu tutuklama konularına yerelde yok. İki gazete bu oylamayı 1 sayfadan görmüş diğerleri iç sayfada Kadınana ve Ana Haberde hiç yok.

Türkeli: ‘CHP Teşkilatı cumhurbaşkanı adayını belirlemek için sandık başına gitti.’

Afyonşehir: İç sayfada ‘CHP’de cumhurbaşkanı adaylığı için ön seçim yapıldı’ başlıklı haber ve Basın Odasındaki konuşmaların özeti yer alıyor.

Gazete 3 iç sayfada ‘Aday tek-Oy kullanan çok’ başlığı ve Basın Odasındaki yorumlar gazete sayfasına taşınmış.

Kocatepe 1. sayfadan ‘CHP’de ön seçim ve dayanışma heyecanı yaşandı.’

Odak 1. sayfadan ‘Sonunda Millet kazandı’ başlığı ile İl başkanı Erhan’ın açıklamasına yer verilmiş.

Afyonlu Bakan Göktaş’ın ziyareti, Vali Yiğitbaşı açıklaması, MHP iftar yemeği, ADD seçimi ve benzeri haberler var yerel basında.

Siyasi yolculukta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir şiir okumasından dolayı aldığı cezalardan başlayıp Ergenekon’da PKK’lı Şemdin Sakık gibi gizli tanıklardan yola çıkarak TSK’yı tasfiye etme ve Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un cezaevine atılması. Yetmedi Kozmik odaya girilmesi ve FETÖ yaşattıkları bir film şeridi gibi gözümün önüne hala…

“Bütün tarihsel büyük olaylar ve kişiler, hemen hemen iki kez yinelenir. İlkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak.” Denir ya.

O yüzden sokağı dinlemek lazım. Sokaklar caddeler alanlar yalan söylemez…

Yeter ki görmek duymak istensin…

Mutlu ve aydınlık yarınlar