-

Gözden kaçırmayın

Köşk Belediyesi ve Lizay Kuyumculuk A.Ş. Arasında İndirim Protokolü İmzalandıKöşk Belediyesi ve Lizay Kuyumculuk A.Ş. Arasında İndirim Protokolü İmzalandı

Bugün, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Türkiye’de çocuk olmanın zor olduğunu gösteren bazı çarpıcı veriler dikkat çekiyor. Ülkede yaklaşık 7 milyon çocuk yoksulluk sınırında yaşıyor ve her üç çocuktan biri yoksul durumda. Bunun yanı sıra yalnızca %53’ü hayatından memnun olduklarını ifade ediyor.

Eğitimde Yetersizlikler Dikkat Çekiyor

Verilere göre, her 100 çocuktan 22’si öğrenme yoksulluğu yaşıyor. Bu durum, çocukların 10 yaşına geldiğinde basit bir metni okuyup anlayamadığı anlamına geliyor. Diğer yandan, Türkiye’de devlet, çocuk ve aile politikalarına Fransa ve İngiltere gibi ülkelere kıyasla oldukça düşük bir bütçe ayırıyor. Bu ülkelerde milli gelirin yaklaşık %3,5’u çocuk ve aile politikalarına harcanırken, Türkiye’de bu oran yalnızca %0,4 seviyesinde.

Eğitim Harcamalarındaki Düşüş Sorunları Beraberinde Getiriyor

Eğitim harcamalarındaki her %1’lik azalma, özel okul sayısında 107.400 öğrencilik bir artışa yol açıyor. Ayrıca, enflasyondaki her %1’lik artış, suça sürüklenen çocuk sayısının 1000 kişiden fazla artmasına neden oluyor.

Yanlış Yönlendirmeler ve Farkındalık İhtiyacı

Ebeveynler, çocuk gelişimi ve hakları konusunda yanlış bilgilendiriliyor. Sosyal medya üzerinde yer alan bazı influencer’ların etkisiyle aileler, özellikle beslenme konusunda hatalı yönlendirmelere maruz kalıyor. Çocuğun birey olarak hakları konusunda toplumsal bir farkındalık oluşturmak hayati önem taşıyor. Ancak yıllardır önerilere rağmen, Bakanlık düzeyinde bir Ulusal Ebeveynlik Programı hayata geçirilemedi.

Sosyal Hizmet Uzmanlarının Yetersiz Eğitimi

Sosyal hizmet uzmanları konusunda da ciddi sorunlar mevcut. Her yıl binlerce kişi, yeterli eğitim olmaksızın mezun olarak sosyal hizmet uzmanı unvanıyla sahaya iniyor. Bu durum, utandırıcı görüntülerin ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Türkiye’de, eğitimli sosyal hizmet uzmanlarının yetiştirilmesi için, bu alanda çalışan öğretim üyeleri ve derneklere kulak verilmesi gerektiği vurgulanıyor.