-

Gözden kaçırmayın

Hazine Bakanlığı, Gelirlerini Beyan Etmeyen Falcıları ve Astrologları İncelemeye BaşladıHazine Bakanlığı, Gelirlerini Beyan Etmeyen Falcıları ve Astrologları İncelemeye Başladı

Paris – Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından yayınlanan son verilere göre, gayri resmi ekonomik faaliyetlerin büyüklüğü ile kamu sosyal harcamaları arasında bir ilişki olduğu tespit edildi. Veriler, OECD üyesi ülkeler arasındaki sosyal harcamaların dağılımını gözler önüne sererek, bazı Avrupa ülkelerinin bu alanda öne çıktığını ve Türkiye'nin ise son sıralarda yer aldığını gösterdi.

Avrupa Ülkeleri Sosyal Harcamalarda Önde

OECD verilerine göre, kamu sosyal harcamalarında ilk beş ülke sırasıyla Avusturya, Finlandiya, Fransa, Belçika ve Almanya oldu. Bu ülkeler, nüfuslarının refahını artırmak amacıyla sağlık, eğitim, emeklilik ve sosyal güvenlik gibi alanlara önemli yatırımlar yapıyorlar. Örneğin, Finlandiya'da çocukların erken yaşta kaliteli eğitime erişimi için yapılan harcamalar, ülkenin sosyo-ekonomik gelişimine katkıda bulunuyor. Benzer şekilde, Almanya’da sağlık hizmetlerinin kapsamı ve kalitesi yüksek seviyede tutulması için ayrılan bütçe önemli bir kaynak oluşturuyor.

Türkiye'nin Konumu

Verilerde Meksika, Türkiye, Kosta Rika, Şili ve Kolombiya ise kamu sosyal harcamaları konusunda en düşük performansı gösteren beş ülke olarak sıralandı. Türkiye’de özellikle kayıt dışı ekonominin büyüklüğü ve bunun sosyal güvenlik sistemine olan etkileri dikkate alındığında, daha fazla kaynak ayrılmasının gerekliliği gündeme geliyor. Türkiye'deki durum, özellikle genç nüfusun istihdam edilmesi ve sosyal güvence kapsamına alınması gibi konularda önemli zorlukların yaşanmasına neden olabiliyor.

OECD’nin Analizi ve Önerileri

OECD raporunda, gayri resmi ekonomik faaliyetlerin yüksek olduğu ülkelerde kamu sosyal harcamalarının da genellikle daha düşük seviyede olduğu belirtiliyor. Bu durumun, vergi gelirlerinin azalması ve sosyal güvenlik sistemlerinin zayıflaması gibi sorunlara yol açabileceği vurgulanıyor. OECD, bu nedenle gelişmekte olan ülkelere yönelik olarak, kayıt dışı ekonominin büyüklüğünü azaltmaya yönelik politikalar geliştirilmesi ve kamu sosyal harcamalarının artırılması yönünde önerilerde bulundu. Bu öneriler arasında vergi sistemlerinin iyileştirilmesi, sosyal güvenlik kapsamının genişletilmesi ve erken yaşta çocuklara yönelik yatırımların artırılması yer alıyor.

Ekonomik Etkileşim ve Sosyal Refah İlişkisi

OECD'nin bu analizi, ekonomik büyüme ile sosyal refah arasındaki ilişkinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Yüksek kamu sosyal harcamaları, eğitimli ve sağlıklı bir işgücü yaratırken, aynı zamanda gelir eşitsizliğini azaltmaya ve toplumsal uyumu güçlendirmeye de katkıda bulunabiliyor. Bu nedenle, ülkelerin ekonomik kalkınma hedeflerine ulaşabilmesi için sadece ekonomik büyümeye değil, aynı zamanda sosyal refahı da ön planda tutan politikalar izlemesi gerekiyor.